14 Haziran 2024 tarihinde, İran’ın güneyindeki Hormozgan Eyaleti, Bandar-Lengheh’de seyahat ilişkili olmayan iki otokton (yerli) Dang Humması olgusu bildirilmiştir. T.C. Sağlık Bakanlığı Hudutlar Sahiller Sağlık Genel Müdürlüğü konuyu internet sayfasına taşıyarak Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) önerilerine uygun olarak bölgeye seyahat edenlerin bulaşma riskinin farkında olmaları ve kendilerini enfeksiyondan korumak için önlem alması gerektiğine dikkat çekmiştir. DSÖ tarafından İrana yönelik bir seyahat ya da ticaret kısıtlaması önerilmemiştir.
Ülkemizin sınır komşusu olan İran’daki yerli olguların saptanması bir süre sonra Türkiye’de de yerli olguların ortaya çıkabileceğini düşündürtmektedir.
Dang humması virüsü (DENV-Denguevirus), yeryüzünde tropikal ve subtropikal bölgelerde yaygın olarak bulunan Aedes türü sivrisinekler tarafından insanlara bulaştırılmakta ve bölgesel salgınlara neden olmaktadır.
DSÖ, DENV ile enfekte kişi sayısının 2000-2019 yılları arasında on kat artış göstererek 5 milyondan fazla olguya ulaştığını bildirmiştir. 2020-2022 yılları arasındaki COVID-19 pandemisinde görece azalan olgu sayısının 2023 yılından sonra tekrar artışa geçtiği gözlenmektedir.
Küresel iklim değişikliği nedeniyle vektör sivrisineklerin daha önce bulunmadıkları coğrafi bölgelerde yerleşim göstermesi, dünyada çeşitli bölgelerde ortaya çıkan doğal veya insani krizler ve artan insan hareketliliği enfeksiyonun artışındaki önemli etkenlerdendir.
Avrupa coğrafyasında endemik olmamakla birlikte Hırvatistan, Fransa, İtalya, İspanya, Portekiz’de olgular görülmüştür. Avrupa’da görülen enfeksiyonları daha çok Aedes albopictus türü sivrisinekler bulaştırırken Afganistan, Pakistan Somali, Sudan, Suudi Arabistan, Yemen gibi ülkelerde daha çok Aedes aedi türü sivrisineklerin rol oynadığı bilinmektedir. Kış mevsiminde Aedes türü sivrisineklerin tehdit oluşturmaktan çıkması söz konusu olsa da mevsim normallerinin üzerinde seyreden sıcaklıkların özellikle belli coğrafi bölgelerde bu canlılar için uygun yaşam koşulları sağladığı görülmektedir. DENV ile enfekte bireylerden emdikleri kan ile virüsü taşımaya başlayan sivrisinekler sağlıklı bireyleri soktuklarında virüsü aktarmaktadırlar.
DENV ile enfekte bireylerin %80’inde enfeksiyon hafif ateş dışında herhangi bir bulgu vermeden geçirilse de ağır seyreden olgularda yüksek ateş, baş ağrısı, bulantı-kusma gibi bulgular görülmekte ve bu tür olgularda organ yetmezliği ve kanama nedeniyle ölümcül olabilmektedir. Özellikle diyabet hastalığı bulunan kişilerde enfeksiyon ağır seyretmektedir. Özgül bir antiviral tedavisi bulunmamakta, bulguların hafifletilmesi amacıyla parasetamol türü ateş düşürücüler kullanılmaktadır.
Entomolojik sürveyans yapılarak Aedes aedi ve Aedes albopictus türü sivrisineklerin ülkemizdeki yayılım ve yerleşimlerinin belirlenmesi, etkili bir haşere mücadelesi ile sivrisineklerin azaltılması, sivrisinek larvalarının gelişim sürecini tamamlayabileceği durgun su kaynaklarının kontrol altında tutulması, yoksul ve yoksun bölgelerde, plansız ve/veya geçici yerleşim alanlarında yaşayanlara sağlıklı içme ve kullanma suyunun sağlanması kamu yönetimine düşen görevlerdir.
Sivrisinek temasını azaltmaya yönelik kişisel korunma önlemlerinin alınması uygun olacaktır. Bedenin açıkta kalan bölgelerine haşere uzaklaştırıcı losyonların sürülmesi, kapalı yaşam ve çalışma alanlarında kapı ve pencerelerin sinek telleri ile kapatılması önerilmektedir.
Dünya piyasasında virüse karşı bir aşı bulunmakla birlikte kullanımı sınırlıdır; DSÖ tarafından enfeksiyonun bulaşma olasılığı yüksek bölgelerde ve yalnızca 6-16 yaş arası çocuklara kullanılması önerilmektedir.