Oda’mızın da bileşenlerinden olduğu İzmir Okul Yemeği Koalisyonu 5 Eylül 2024 akşamı Alsancak Türkan Saylan Kültür Merkezi önünde okullarda çocuklara ücretsiz, sağlıklı yemek ve su sağlanması için bir basın açıklaması düzenledi.
Basın açıklamasına, İzmir Tabip Odası adına Genel Sekreteri Dr. Nuri Seha Yüksel ve Yönetim Kurulu Üyesi Uzm. Dr. Şükriye Kaplan Uzunoğlu katıldı.
Basın açıklamasının açılış konuşması İzmir Tabip Odası Genel Sekreteri Dr. Nuri Seha Yüksel tarafından yapıldı. Dr. Nuri Seha Yüksel, “Bir şarkı vardır, şimdi okullu olduk sıraları doldurduk, Zil çaldı. Okullar açılıyor, okullar açılıyor ama çocukların karnı açlıktan zil çalıyor, bunun kabahatlisi kim? beslenme çantasına yemek koyamayan annemi kabahatli, 12-14 saat çalışan ek iş yapan yetemeyen baba mıdır kabahatli? ya da okula aç gelen öğrencisini bir şekilde yemek yedirmeye çalışan öğretmen mi kabahatlisi? kabahatli aslında hepimiziz. Bu çocukları aç yatırmamak bizim görevimiz, bu çocukları okulda derslerini dinlerken açlık içinde zorla ayakta durdurmamak bizim görevimiz. Bizim görevimiz bu çocukları tok tutmak. Bu çocukların neye ihtiyacı var? Kamu idaresinin görevi çocukları tok yatırmak, okulda tok eğitime devam ettirmektir. Zaten çocuklarımız sabah erken saatlerden evlerden çıkıyorlar ve kahvaltı yapamıyorlar, yapılacak olsa ne yiyecekler. Uzun bir eğitim saati derken bu çocuklar acıkıyorlar, susuyor. Çocukların karnının doymasına ihtiyacı var, çocukların temiz suya ihtiyacı var. Bunlar haktır ve bu hak için biz bir araya geldik. Şimdi okullar açılıyor hepimizde bir endişe bu çocuklar nasıl okula tok gidecek, nasıl başarılı olacaklar. Bu ne annenin suçudur, ne babanın ne de öğretmenin. Bu hepimizin suçudur, o yüzden halk olarak kamu olarak yönetim olarak bu soruna çözüm bulmak zorundayız. Şimdi okullu olduk sevinçliyiz diyoruz ya diyemiyoruz. Ders zili çalıyor ama çocukların karnı açlıktan zil çalıyor. Biz diyoruz ki çocuklar için ücretsiz yemek ve temiz su istiyoruz. Bu herkesin sorunu, bu memleketin sorunu” dedi.
Ortak basın metni ise Gıda Mühendisleri Odası İzmir Şubesi Başkanı Ulaş Kırım okudu. Kırım, “Çocukların sağlıklı bir şekilde büyüyebilmeleri için temel bir gereksinim olan beslenme hakkının sağlanması gerekiyor. Ancak ne yazık ki, ülkemiz de dâhil olmak üzere çok sayıda ülkede hala birçok çocuk yoksulluk sebebiyle yetersiz beslenme ve açlıkla mücadele etmektedir. Yetersiz beslenme bireyin gereksinim duyduğu besin öğelerinin (protein, enerji, vitamin ve mineraller) yeterli miktarda veya dengeli bir şekilde alınamaması sonucu ortaya çıkan bir durumu ifade eder. Ayrıca, temiz ve içilebilir suya erişememe ve açlık, çocukların üzerinde fiziksel, zihinsel ve ruhsal olarak olumsuz etkilere neden olmaktadır. Yapılan çalışmalar, yetersiz ve dengesiz beslenen öğrencilerin dikkat sürelerinin kısaldığını, algılamalarının azaldığını, öğrenmede güçlük ve davranış bozuklukları yaşadıklarını, okul devamsızlık sürelerinin uzadığını ve okul başarılarında azalma olduğunu ortaya koymaktadır. Ülkemiz ekonomi ve işgücü piyasasındaki daralma, sosyal politikalardaki kısıtlamalar nedeniyle ortaya çıkan gelir dağılımındaki eşitsizlikler, yoksulluk, işsizlik, yüksek enflasyon, gıda kalitesizliği ve güvencesizliği neticesinde birçok aile için sağlıklı ve besin değeri yüksek gıdalara erişim zorlaşmıştır. Yüksek enflasyon sebebiyle son yıllarda her üründe olduğu gibi gıda fiyatları da katlanarak artmıştır. Şubat 2023’te başlatılan anaokullarına besin desteği hizmetinin dahi ekonomik koşullar gerekçe gösterilerek deprem bölgesi haricinde geri çekildiğini hatırlatan Kırım, “Açıklanan her veri ve son açıklanan PISA 2022 raporu artık nitelikli eğitimi, eğitimde eşitliği dahi konuşamadığımızın açık kanıtıdır. Bu rapora göre; ülkemizde en az 5 öğrenciden biri haftada en az bir kere parası olmadığı için yemek yiyememektedir. Türkiye 37 OECD ülkesi arasında yüzde 19,2 ile 30 günde haftada en az bir kez yiyecek parası olmadığı için yemek yiyemeyen öğrenci oranının en yüksek olduğu ülkedir. Bir gıda krizi içinde olduğumuzun altını çizen Kırım, “Gıda krizi çocukların sağlıklı büyüme ve gelişme hakkının bir ihlali olarak görülmelidir. Açlık, gizli açlık, yoksulluk, güvencesizlik çocukların eğitim görmesine engel olmamalı, çocuklar okulda aç kalmamalıdır. Eğitim kurumları çocuklara eğitim ve sağlıklı beslenme imkânını bir arada sunmalıdır. Çocuklara iyi bir hayat sağlamak siyasal iktidar, muhalefet ve tüm toplumsal kurumlar için kamusal bir görevdir; ancak her yurttaş için de ahlaki bir sorumluluktur. Ücretsiz okul yemeği; salgın sonrasında her geçen gün artan yoksulluk ve geçtiğimiz yıl yaşanan deprem felaketiyle birlikte ülkemizin en temel, en acil gündemlerinden biri haline gelmiş durumdadır. Okul yemeği tüm öğrenciler için tartışmasız en temel hak iken ve okul yemeği uygulamasının genişleyerek süreceği açıklamalarına rağmen gerekli adımlar atılmamış; verilen sözler tutulmamıştır.Tüm bunlardan dolayı, siyasi iktidar üzerinde baskı oluşturmak ve okullarda bir öğün ücretsiz yemek ve içilebilir su verilmesini sağlamak amacıyla 2 Mart 2024 tarihinde Türkiye Okul Yemeği Koalisyonu’nun kurulduğunu kaydeden Kırım, “İlk olarak pilot illerde uygulanmaya başlanan il koalisyonları zaman içerisinde etkinliklerini diğer illere de yayarak şu anda Edirne, Adana, Antalya, Bolu, Ankara, İstanbul, İzmir, Trabzon, Hatay, Van, Denizli ve Batman’da çalışmalarını yürütmektedir. Bu mücadele yalnızca çocuğu aç uyumasın diye kendisi aç uyuyan, çocuğu okulda aç kaldığı için kahrolan annelerin değil, açlık sınırı altında maaşlar için günde 12 saat kapitalizmin ve sömürünün çarklarında bütün benliği elinden alınan babaların değil, sırf idealleri için ve mücadeleci ruhlarına rağmen gerici politikalara hizmet etmek zorunda bırakılan, eğitim sisteminde her gün zorlanan, KPSS’de torpile adam kayırma soru çalarak haksız yerleştirmelere göğüs geren öğretmenlerin değil. Bu mücadele sağlıklı, başarılı, laik ve demokratik bir eğitim sistemi ve toplum hasreti çeken her birimizin mücadelesidir. Bu mücadele vergilerle bizleri sömüren, yoksullukla ve insanlık dışı şartlarda hayatta kalmaya zorlanan bizlerin, asırlık okullarımızın bahçelerini kiralayarak temel değerlerimizi hiçe sayan bu anlayışa karşı çetelere, inşaat firmalarına, otoyol ve havalimanı kartellerine, damatlara ve yandaşlara aktarılan her bir liranın hesabını sormak isteyen bizlerin mücadelesidir. Vakit kaybetmeksizin MEB tarafından okul yemeği programı uygulamaya konulmalı, 96 ülkenin katılımcı olduğu Uluslararası Okul Yemeği Koalisyonuna imzacı olunmalıdır. Çocuklar bugünümüz ve yarınımızdır. Karar alıcılar, kamu yöneticileri bu bilinçle hareket etmeli, sorumluluğunun gereğini yapmalı, kamu kaynakları, bütçe çocukların üstün yararı için kullanılmalıdır. Unutulmamalıdır ki; Türkiye kendi çocuklarını doyurabilecek, sağlıklı yetiştirebilecek her türlü kaynağa sahiptir. Yanındaki arkadaşının beslenme çantasına bakmadan, cebindeki harçlığı hesaplamadan yalnızca derslerine odaklanan mutlu ve sağlıklı çocuklar için tüm meslek odalarını, tüm sivil toplum kuruluşlarını, tüm demokratik kitle örgütlerini ve İzmirli yurttaşlarımızı İzmir Okul Yemeği Koalisyonuna desteğe, birlikte hareket etmeye davet ediyoruz” diyerek sözlerini tamamladı.
Basın açıklaması, “Çocukların karnı zil çalıyor”, “Sağlıklı beslenme, sağlıklı gelecek” ve “Beslenme hakkı, hemen şimdi” sloganlarının ardından sona erdi.