Sağlıkta Sorunlar Bitmiyor basın toplantısı, 29 Mayıs 2024’de İzmir Tabip Odası Prof. Dr. Orhan Süren Konferans Salonunda yapıldı.
Basın Açıklamasına, İzmir Tabip Odası Başkanı Prof.Dr. Mehmet Ceyhun Özyurt, Genel Sekreter Dr. Nuri Seha Yüksel, Yönetim Kurulu Üyeleri Uzm. Dr. Şükriye Kaplan Uzunoğlu, Uzm. Dr. F.Yüce Ayhan, Prof.Dr. Dilek Yeşim Metin, Uzm.Dr. İnan Mutlu ve Prof.Dr. Gül Ergör katıldı.
İzmir Tabip Odası Genel Sekreteri Dr. Nuri Seha Yüksel, ilk olarak Samsun’da görev yaptığı hastanede 29 Mayıs 2015’te uğradığı silahlı saldırı sonucu hayatını kaybeden Dr. Kamil Furtun’un andı.
Basın açıklaması İzmir Tabip Odası Başkanı Prof.Dr. Mehmet Ceyhun Özyurt tarafından okundu. Prof. Dr. Mehmet Ceyhun Özyurt yaptığı açıklamada;
Sağlıkta şiddete, sağlıkta teröre “Artık Yeter” diyoruz.
Bugün, Samsun’da görev yaptığı hastanede 29 Mayıs 2015’te uğradığı silahlı saldırı sonucu kaybettiğimiz Dr. Kamil Furtun’un yaşamını yitirmesinin dokuzuncu yıldönümü. Meslektaşımızı saygıyla, sevgiyle, hüzünle anıyoruz. Sağlıkta Dönüşüm Programı ve sağlık hizmetlerinin piyasalaştırılması sonucu oluşan “kışkırtılmış sağlık talebi”, hastayı müşteri, hekimi ucuz işgücü olarak gören anlayış, hekimleri ve hekimlik mesleğini değersizleştiren söylemler her geçen gün sağlıkta şiddetin artmasına neden oluyor. Etkin ve uygulanabilir bir sağlıkta şiddet yasasının tam olarak hayata geçirilemeyişi, sağlık kuruluşlarında yeterli güvenlik önlemlerinin alınamayışı hekimlerin yaşamlarından kaygı duyarak çalışmalarına neden oluyor. Sağlıkta şiddete, sağlıkta teröre “Artık Yeter” diyoruz.
Emekliliğe Yansıyan İnsanca Yaşayabileceğimiz Ücret istiyoruz.
Geçtiğimiz günlerde SGK tarafından emekli hekimlerin aylık kalemlerinden birisine yansıtılması gereken artış oranının “yanlışlıkla fazla yansıtıldığı” gerekçesiyle “1,5 yıllık süre içinde 3.800-5.900 TL fazla ödeme yapıldığı” açıklamasıyla emekli hekim aylıklarından kesinti yapıldığı görülmüştür. Hekimlerin maaşları farklı ödeme kalemleri üzerinden hesaplanmakta, temel maaş kalemi yanında ek ödeme için yıllara göre değişen uygulamalar bulunmaktadır. Hekimler için “aylık tek bir ücret hesabına” dayalı maaş ödemesi yapılması durumunda bu tür karışıklar ve mağduriyetler ortaya çıkmayacaktır. Tüm hekimlere emekliliğe yansıyacak, insanca yaşam olanağı sağlayacak tek, adil bir ücret politikası için yasal düzenleme yapılmalıdır.
Yeterli ve Nitelikli Bir Uzmanlık Eğitimi İçin Gereken Şartlar Sağlanmalıdır.
16 Mayıs 2024 tarihinde Tıpta ve Diş Hekimliğinde Uzmanlık Eğitimi Yönetmeliği’nin yapılan değişiklik ile “Tıpta Uzmanlık Eğitimi gören asistan hekimlerin tekrar TUS’a girmesi durumunda mesleki bilgi puanlarının %5 oranında düşürülmesi” hükmü getirilmiştir. Bu düzenlemeyi asistan hekimlerin eğitim hakkına yönelik ölçüsüz ve ağır bir kısıtlama olarak değerlendiriyoruz. Asistan hekimlerin uzmanlık eğitimi gördükleri branşı ya da kurumu değiştirmelerinin en önemli nedeni uzmanlık eğitiminde yaşanan yetersizlikler ve sorunlardır. Örnek vermek gerekirse, donanım ve insan gücü kaynakları büyük ölçüde İzmir Bayraklı Şehir Hastanesi’ne aktarılan Bozyaka Eğitim Araştırma Hastanesi’nde yeterli ve nitelikli bir uzmanlık eğitimi için gereken şartlar ortadan kaldırılmış, buna rağmen asistan hekimlerin işgücünden yararlanmak üzere bazı eğitim klinikleri göstermelik olarak hastanede bırakılmıştır. Bu koşullar altında uzmanlık eğitimi almaya çalışan asistan hekimler de eğitim verme sorumluluğu yüklenen eğiticiler de mağdur edilmektedir. Sorunun çözümü için asistan hekimlerin koşullarının düzeltilmesi, uzmanlık eğitiminin aynı standartta, nitelikli hale getirilmesi sağlanmalıdır. Hem tıp eğitiminde hem tıpta uzmanlık eğitiminde nitelik kaybı yaşanırken hafta başında Cumhurbaşkanı Yardımcısının yazılı basında yer bulan konuşmasında 22 olan üniversite sayısını 208’e çıkarmakla övünmesini ise manidar buluyoruz.
Sendikal Faaliyetler Suç Değildir.
İzmir’de bazı kamu hastanelerinde sendikal eylemlere katılan meslektaşlarımıza ve sağlık çalışanlarına yönelik cezai işlemler başlatıldığı anlaşılmaktadır. Hekimin üyesi bulunduğu meslek kuruluşu veya sendikanın çağrısına uyması, bu amaçla hak arama mücadelesinde bulunması anayasal hakkıdır. Buna karşın idare tarafından uygulanmak istenen yaptırımlar adil değildir, hukuk ilkeleriyle bağdaşmamaktadır.
Vergide Adalet Sağlanmalıdır.
Aile hekimleri on üç haftadır her çarşamba günü yüksek vergi kesintilerine karşı sesini duyurmaya çalışıyor. Yıl sonuna doğru %35’lere çıkan yüksek vergi kesintileri nedeniyle başlatılan bu eylemde aile hekimleri adaletsizliğe ve eşitsizliğe itirazımızı dile getiriyor. Bu eylemle; aslında gelir dağılımı konusunda adaletsizliğin en ağır şekilde yaşandığı, çalışanların çoğunluğunun açlık sınırının altında ücretlerle hayatını sürdürmek zorunda bırakıldığı ülkemizde ciddi bir toplumsal sorun olan vergi adaletsizliği bir şekilde ifade ediliyor. Enflasyon oranının bu kadar yüksek olduğu bir ortamda hekimler insanca yaşamak için gerekli olan emekliliğe yansıyan tek maaşı talep ederken verginin %15’i aşmamasını istiyor.
Onaylı Randevu Sistemi Sağlıkta İş Yükünü Artırır
Onaylı Randevu Sistemi ülkenin sağlık sorunlarına bir çözüm getirmeyecektir. Sağlık Bakanlığı’nın bu tür uygulamalarının hekimler ve sağlık çalışanlarının sorunlarına çözüm olmayacağına, halkın sağlık hizmetlerine erişimine bir katkı sunmayacağına inanıyoruz. Mevcut durumda hekimler zaten yoğun bir iş yükü altında ezilirken esas sıkıntıları göz ardı edip sorunu basit uygulama değişiklikleriyle çözülecek teknik bir aksaklık gibi göstermek yeni bir kaos yaratacaktır. İş yükünü daha da arttıracak bu tutumdan tüm sağlık çalışanları zarar görecektir.
Hekim ve Hastanın Ses, Görüntüsünün Kayıt Altına Alınması Mahremiyet İlkelerine Uygun Değildir.
21.04.2024 tarihinde Sağlık Uygulama Tebliği’nde (SUT) yapılan düzenleme ile uzaktan sağlık hizmetleri geri ödeme kapsamına alınmıştır. Tebliğde, “Uzaktan Hasta Değerlendirmeye Yönelik Sağlık Hizmetlerinde Ödeme” başlığı altında yeni bir düzenleme yapılmıştır. Bu düzenlemeye göre, Sağlık Bakanlığı denetiminde, MHRS’den randevu almak suretiyle, Sağlık Bakanlığına bağlı ikinci ve üçüncü basamak sağlık kurumlarında uzman hekim randevusu almak suretiyle verilen sağlık hizmetlerinin bedelleri SGK tarafından karşılanacaktır.” TTB Etik Kurulu’nun Tele-Tıp Uygulamalarına yönelik değerlendirmesinde hasta mahremiyeti, hasta-hekim güven ilişkisi, özerkliğin korunması, sağlık hizmetlerinin metalaşması, yasal boyut gibi konulara dikkat çekilmiştir. Hali hazırdaki yönetmelik açısından değerlendirildiğinde, klasik hekim hasta ilişkisinin dışına çıkan bu uygulamanın, hangi kamusal ihtiyacı karşılayacağı; kamuda hekimlerin iş yükünü ne şekilde azaltacağı belli değildir. Uzaktan sağlık hizmetinin uygulanmasından kaynaklı eksiklik veya hata iddialarının hangi esaslara göre değerlendirileceği de belli değildir. Hasta tarafından kabul edilse dahi, hasta ve hekimin sesli ve görüntülü kaydının alınmasının ve bir sisteme kaydedilmesinin kişisel verilerin işlenme esaslarına ve hasta mahremiyetine aykırı bir durum yarattığı düşünülmektedir.
Öğretim Üyelerinin Üzerindeki Baskılar Eğitim Niteliğini Düşürmektedir.
TTB tarafından Nisan 2024’de öğretim üyelerine yönelik olarak gerçekleştirilen anket çalışması tıp ve uzmanlık eğitimindeki sorunlara işaret etmektedir. Öğretim üyelerinin üzerindeki siyasal, ekonomik, çalışma yükü gibi baskılar hem eğitim niteliğini düşürmekte hem de sağlık hizmetlerinin etkinliğini olumsuz etkilemektedir.
Yukarıda ele aldığımız konular, İzmir Tabip Odası 2024-2026 dönemi Yönetim Kurulu olarak göreve geldiğimiz Mayıs başından bu güne önümüze düşen gündem maddeleridir. Siyasi iktidarın uygulayıcısı olduğu Sağlıkta Dönüşüm Programı ülkemizde halk sağlığının korunması ve geliştirilebilmesi bir yana, sağlık hizmetlerine erişimi zorlaştırmakta, ülke kaynaklarının sağlık alanına egemen sermaye gruplarına aktarılmasına yol açmaktadır. Bu uygulamaların hekimler ve sağlık çalışanları açısından doğurduğu sonuçlar ise çoğalan iş yükü, artan tükenmişlik ve önlenemeyen şiddettir. İzmir Tabip Odası olarak en gencinden en kıdemlisine tüm meslektaşlarımızın yanında olmaya; topluma nitelikli, eşit, erişilebilir bir sağlık hizmeti sunulması için mücadeleye devam edeceğiz. dedi.
Soru ve katkıların ardından basın açıklaması sonaerdi.