Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) tarafından 14 Ağustos 2024 tarihinde “Uluslararası Önemde Halk Sağlığı Acil Durum” uyarısı yapılmıştır. Maymun Çiçeği virüsünden kaynaklanan enfeksiyonların Afrika’da, Demokratik Kongo Cumhuriyeti (DKC)’nde salgın seviyesine yükselmesi nedeniyle yapılan uyarı ülkemizde de önlem alınmasını gerektirmektedir.
Maymun çiçeği virüsü enfeksiyonlarının görüldüğü DKC doğu sınırları Güney Sudan, Uganda ve Ruanda ile komşudur. Bu bölge günümüzde süregiden savaş ve çatışmalar, düzensiz insan hareketleri, kaçakçılık vb nedenlerle ortaya çıkan istikrarsızlık nedeniyle temel sağlık hizmetlerine erişimin sorunlu olduğu bir coğrafi bölgedir. Oysa bulaşıcı hastalıkların önlenmesinde, salgınların engellenmesinde koruyucu sağlık hizmetleri sunumuna öncelik veren temel sağlık hizmetlerinin sürdürülebilirliği önem taşımaktadır.
Bu acil durum uyarısı kamu sağlık otoritesine, sağlık çalışanlarına ve yurttaşlara belirli sorumluluklar yüklemektedir.
Maymun çiçeği virüsü esasen yakın temas, enfekte damlacıkların solunması, cinsel ilişki gibi çeşitli yollarla bulaşmaktadır. Temastan 1-21 gün içerisinde bir deri lezyonu ile kendisini gösterir. Yanısıra, halsizlik, ateş ve kas ağrıları gibi bulgular da eşlik edebilir. Deri lezyonlarının kaşınması, derideki kabarcıkların patlatılması ellerin virüs ile kontaminasyonuna neden olacağı için önerilmemektedir. El hijyenine özen gösterilmelidir.
Maymun çiçeği virüsü enfeksiyonu kuşkusu olan bireylerle ortak kullanılan havlu, çarşaf gibi tekstil ürünleri bulaşma açısından risk oluşturabilir. Temas kuşkusunda bu tür gereçlerin yüksek ısıda (60oC) yıkanması önerilir. Salgın olduğu bildirilen bölgelere yapılacak seyahatler öncesinde ve sonrasında Sağlık Bakanlığı Türkiye Hudutlar ve Sahiller Sağlık Genel Müdürlüğü ile temasa geçilmesi uygun olacaktır.
Sağlık çalışanları açısından vakaların erken ve doğru biçimde tanınabilmesi için enfeksiyon bulguları ve seyri konusunda farkındalığın arttırılması, kuşkulu vakaların hızlı tanısı ve izlemi için gerekli protokollerin uygulanması önem taşımaktadır. Henüz yurt içinde “yerli” vaka bildirilmemiştir. Yurtdışından giriş yapan kişilerin riskli bölge seyahat öyküleri sorgulanmalı, kuşkulu vaka veya temaslıların izolasyonu ve tetkiki sağlanmalıdır.
Ülkemizde deprem, düzensiz göç, pandemi gibi beklenmedik durumlarda temel sağlık hizmeti sunumunda aksaklıklar yaşandığı, bu durumlara maruz kalan topluluklarda koruyucu sağlık hizmetlerine erişimin sağlanamadığı yakın geçmişte tecrübe edilmiştir. Bu nedenle temel sağlık hizmetlerinin bu ve benzeri kriz durumlarına dirençli hale getirilmesine öncelik verilmelidir.
COVID-19 pandemisi döneminde tanı kapasitesi geliştirilmiş güçlü bir laboratuvar alt yapısına erişilmiştir. Ülkemizde Maymun Maymun çiçeği virüsü enfeksiyonu tanısına yönelik kitleri üretebilen yerli firmalar bulunmaktadır. Bu nedenle kamu hastanelerindeki tıbbi mikrobiyoloji laboratuvarlarında maymun çiçeği virüsü enfeksiyonu tanısına yönelik bir hazırlık yapılmalı, bir ulusal tanı stratejisi belirlenmeli ve sürveyans çalışması şimdiden planlanmalıdır. Dünyada Maymun Çiçeği Virüsü’ne karşı üretilmiş ve DSÖ tarafından kullanımı önerilen aşılar mevcuttur. Öncelikle gerektiğinde risk gruplarını bağışıklamada kullanmak üzere aşı tedariki ve antiviral ilaç temini planlanmalıdır. Öte yandan ülkemizde hala tam ve etkili bir ulusal aşı stratejisinin bulunmadığı görülmektedir. Uzun erimde olası yeni etkenlere, yeni salgınlara yönelik aşıları üretebilecek kamusal bir endüstrinin geliştirilmesi için gereken adımlar atılmalıdır.
Bulaşıcı hastalıkların önlenmesi sağlık hizmetlerinin kamucu bir bakışla, toplumcu bir yaklaşımla yürütülmesiyle olanaklıdır. Toplumun doğru şekilde bilgilendirilmesinin en etkili önlemlerden biri olacağı düşüncesiyle Sağlık Bakanlığı’mızı maymun çiçeği virüsü salgını ile ilgili süreci şeffaf bir şekilde yürüterek elde ettikleri bulguları kamuoyu ile hızlı bir şekilde paylaşmaya davet ediyoruz.
İzmir Tabip Odası Yönetim Kurulu