İzmir Tabip Odası, İzmir Barosu, TMMOB İzmir İl Koordinasyon Kurulu, Şehir Plancıları Odası İzmir Şubesi, Ege Kent Konseyleri Birliği, Mülkiyeliler Birliği İzmir Şubesi ve İzmir Yaşam Alanları sokakta yaşayan hayvanların öldürülmesini içeren kanun teklifi tartışmalarına karşı çıkmak için basın açıklaması düzenledi.
Yapılan basın açıklamasına İzmir Tabip Odası adına İzmir Tabip Odası Genel Sekreteri Dr. Nuri Seha Yüksel katıldı.
İlk olarak İzmir Barosu önünde toplanan katılımcılar daha sonra Alsancak Türkan Saylan Kültür Merkezi önüne kadar yürüyüş yaptılar.
Türkan Saylan Kültür Merkezi önünde gerçekleştirilen ortak basın açıklaması metnini Av. Melike Özdemir Ballı okudu. Av. Ballı, “Son günlerde basına yansıyan haberlerden ve siyasilerden yapılan açıklamalardan öğrendiğimiz üzere, sokakta yaşayan köpeklerin toplatılıp bakım evlerine kapatılarak otuz gün içinde sahiplendirilmeyenlerin uyutulacağı bir yasa teklifi, Meclis gündemine girmek üzeredir. Bu teklif ile sokakta yaşayan köpeklerin tamamının ‘uyutma’ adı altında öldürülmesi planlanmaktadır. 2021 yılı yasa değişikliği sürecinde Hayvanları Koruma Kanununun 6. Maddesinden vazgeçilmesinin endişesini taşıyoruz. Aylardır yürütülen algı operasyonları ile sokakta yaşayan hayvanlar insanlar için tehdit ve bir güvenlik sorunu olarak gösterilmiş, görevini ihmal eden ve mevcut yasaları dahi uygulamayan başta yerel yönetimler ve kurumlar ile bu kurumları denetlemekle yükümlü Tarım ve Orman Bakanlığından hesap sorulmamıştır. Avrupa’da nasıl çözüme kavuşturulduysa aynı uygulamaları hayata geçireceğiz. Medeniyet, sokak hayvanlarına gösterilen şefkattir. Biz biliyoruz ki Avrupa’da sokakta yaşayan hayvanlara gösterilen muamelenin medeniyet ile bir ilgisi yoktur. Bazı Avrupa ülkelerinde yapıldığı bilinen “hayvanların hapsedilmesi ve belirli bir süre sonunda yuvalandırılamayan hayvanların öldürülmesi bir çözüm değil katliam olmakla birlikte bizim yüzyıllardır var olan geleneklerimize, birlikte yaşam kültürümüze ve mevzuatımıza aykırıdır. Hepimizi birleştirmesi gereken bir alan olan hayvan hakları ve hayvan sevgisi; bu ülkenin tarihi ve kültürü değerlerinin bir parçasıdır. Çözüm hiçbir zaman öldürmek veya hapsetmek olamaz. 2004 yılına kadar bu yöntemler maalesef denenmiş, hayvanlar ‘yasal olarak’ zehirlenmiş ve öldürülmüştür. 80 bin köpeğin, bir adada aç ve susuz bırakılarak birbirlerini yiye yiye katledildiği Hayırsız Ada Katliamı toplumsal belleğimizde halen onarılmaz bir yara olarak durmaktadır. Ancak tüm bunlara rağmen popülasyon kontrol altına alınamamıştır. Çünkü yetkililer esas çözüm olan ‘Kısırlaştır, Aşılat, Yaşat, Kayıt altına al’ politikasını hiçbir zaman uygulamamıştır. Toplumun ve sokakta yaşayan hayvanların sağlığı için bu uygulamanın titizlikle yerine getirilmesi gerekmektedir. Eğer bir sorumlu arıyorsanız sorumlu köpekler değil, gerekli bütçe, ekipman, personel desteği sağlamayan, kısırlaştırma, aşılama, bakım ve rehabilitasyon yapmayan, denetim yükümlülüğünü yerine getirmeyen, STK ve gönüller ile işbirliği yapmanın önünü açmayan, üretim çiftliklerini kapatmayan, hayvan satışını yasaklamayan, hayvan sahiplenme konusunda gerekli eğitim ve prosedürü koymayan, eğitim ve öğretim müfredatlarında, yazılı ve görsel basında birlikte yaşama kültürü ve hayvan davranışları konusunda eğitim ve farkındalık yaratmayan, konu üzerinde politikalar üretmeyen siyasi iktidar, görevini gereği gibi yerine getirmeyen yerel yönetimler ve 5199 sayılı yasada görevli olan diğer kurumlardır. Yıllardır görevlerini yerine getirmeyen kurumlardan hesap sormak yerine; görev ihmallerinin bedelinin hayvanlara ödetilmesini kabul etmiyoruz. Doğal yaşam alanı, uyutma adı altında hayvanların yaşam hakkını ve özgürlüklerini ellerinden alacak her türlü düzenleme ve uygulamanın karşısında olacağımızı bildiriyoruz.” dedi.
Basın açıklaması ‘Kısırlaştır, aşılat, sokaklarda aşılat’, ‘İktidar elini dostlarımızdan çek’, ‘İnsana, hayvana, yeryüzüne özgürlük’ sloganlarıyla sona erdi